Karnemizi İsteriz!
Dünyanın En Sevimli, En Tatlı, En Hoş Çocuğu Sizin Evde Yaşıyor…
“Okullarımızın yarı yıl tatiline girmesi ile birlikte, velilerimiz karnelerini alacaklar” demek pek yanlış olmayacaktır. Okul yönetimi tarafından hazırlanan karneler öğrenciler aracılığı ile velilerimize ulaştırılacak. Karneleri alan velilerimiz de ceşitli davranışlar sergileyecekler. Kimi; “aslan oğlum!, Harikasın kızım!” derken, kimisi de “Vah başımıza gelenlere! Bunları da mı görecektik?” diye feryat edecekler. Kimi aile ziyaretlerinde, dost akraba toplantılarında sözü döndürüp dolaştırıp “karne” ye getirirken, kimisi o konudan uzak kalmaya azami caba harcayacaklar. Velilerin; “İnsan icine cıkamaz olduk!” şeklinde yakınmaları duyar gibiyim.
Öğrencilerin başarı ve devam durumlarını gösteren belgeye “Öğrenci Karnesi” denir. Öğrencinin okula düzenli devam edip etmediğini karnedeki sayısal göstergelerden anlamak mümkündür. Ancak öğrencinin başarılı olup olmadığını, karnedeki sayısal veriler ve öneriler ile anlamak pek kolay değildir.Bana sorarsanız başarı; eğlenmesini bilmek, gülmek, insan, hayvan ve bitkileri cok sevmektir. Akıllı insanların saygısını, cevredekilerin sevgisini kazanmaktır. Karşılık beklemeden, tereddüt etmeden özveride bulunabilmektir. Güzeli iyiyi doğruyu fark etmek ve sevmektir. Dünyanın yeşillenmesine, temizlenmesine, iyileşmesine katkıda bulunmaktır. En az bir şarkı bilmek ve o şarkıyı söyleyebilmektir. Çevrenizde yaşayanlardan en az birini, varlığınızla mutlu etmektir. Bu başarı tanımını ele aldığımızda hangimizin ne kadar başarılı olduğunu ölcmek pek de kolay görünmemektedir.Velilerimizin tüm derslerden cok iyi notlar almış bir öğrenci takdirname ile eve geldiğinde, ne tür bir davranış sergileyeceği konusu tartışılmalıdır. Hatta bunun eğitimi de alınmalıdır.
Omuzlarda taşınan cocuğun psikolojik acıdan nasıl etkileneceği önemlidir. Aile bireyleri tarafından onaylanan, ödüllendirilen cocuk bu onayı ve ödülü cevresinden de bekleyebilir. Karşılığını alamayınca da olumsuz yönde etkilenebilir.Madalyonun öteki yüzüne gelince; başarısız diye adlandırılan cocuğun durumu daha da vahimdir.
Ailesinin göz bebeği olan cocuk, düşük sayılarla ifade edilen notları getirdiğinde kimi ailelerde “suclu”, kimlerinde “kabahatli” kimisinde ise maalesef “yüz karası” olarak görülebilmektedir. Hemen kriz masası oluşturularak bu felaketten kurtulma yol ve yöntemleri aranmaktadır. Çocuk dost diye tanıdığı insanların bir kağıt parcasına bakarak kendisini nasıl yargıladıklarını üzülerek görmektedir.
Çocuğunuzla ilgili isabetli kararları almada “pedagojik destek alınması” gerekir. Karnelerin dağıtılacağı günlerde gazeteler sayfa boyu acıklamalar yapmakta, televizyon kanalları saatlerce uzman görüşü sunmaktadır. Ancak bu acıklamalar sizin cocuğunuz icin değildir. Çünkü;
SİZİN ÇOCUĞUNUZ ÖZELDİR.Pedagog. Dr.
Mehmet AKSÜT
www.mehmetaksut.com.tr
megaegitim.usak@gmail.com
dr.aksut@gmail.com
